METAVERSE ve HUKUK İLİŞKİSİ
- Av. Asil Özkan
- 28 Oca 2022
- 4 dakikada okunur

İnternetin gelişimiyle başlayan sanal devrim, kendisini son zamanlarda metaverse kavramı ile gösteriyor. Covid-19’un dijitalleşmeye olan etkisi ile yaşanan dijital patlamanın bir sonucu olarak metaverse kavramı gündeme oturdu. Mark Zuckerberg’in “internetin yerini alacak olan sanal gerçeklik yapısı” olarak tanımladığı Meteverse’ye ilişkin merak edilenleri aşağıdaki yazımızdan erişebilirsiniz.
METAVERSE NEDİR?
Metaverse, yunanca öte anlamına gelen “meta” ile evren anlamına gelen “universe” kelimelerinin birleşimidir. Bu evren ötesi tecrübe, büyük bir dijital patlama yaratarak kullanıcılarına sanalın ötesinde bir tecrübe sunmayı amaçlar.
Metaverse, yeni bir gerçekliktir. Farklı ve gelişmiş teknolojilerin günlük hayata entegre edilmesiyle yepyeni bir evren oluşturulmuştur. Bu yeni evren, fiziksel gerçekliğin arttırılarak sanal gerçeklikle buluştuğu noktadır. Kullanıcılar, bu meta evrende avatarları aracılığıyla bu evrendeki hallerinin yansımasını yaratırlar. Bulundukları noktadan ayrılmadan arkadaşlarıyla buluşabilir, alışveriş yapabilir, konserlere katılabilirler. Birbirlerine bağlı deneyimleri mümkün kılan metaverse evreni kullanıcılarına fiziksel aktivitelerde günlük hayatın yansımasını sunmaktadır. Bu sunulan imkanlar dikkate alınırken, yalnızca bir oyun gibi düşünülmesi yanlıştır. Çünkü metaverse evreni, sanal bir toplum oluşturmaktadır. Bu sanal toplumu oluşturan her avatarın arkasında bir gerçek kişinin olması akıllara denetleme mekanizmasının nasıl olacağı sorusunu getirmektedir.
METAVERSE ve HUKUK İLİŞKİSİ
Hukuk, toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilmek ve kişilerin özgürlük alanlarına müdahale edilmesinin önlenmesi amacıyla oluşmuştur. Adalet ihtiyacı, iki insanın bir araya gelmesiyle başlar. Sanal ortamda da bir arada olan kullanıcılar arasında bu adalet ihtiyacının nasıl karşılanacağı problemini ele almak ve çözmek gerekir.
Çarpıcı bir yenilik algısı sunan bu evren, daha önce tecrübe etmediğimiz kariyer imkanlarını ortaya koyacaktır. Kötüye yönelik kullanımın engellenmesi için bir hukuk düzenine ihtiyaç duyulduğu açıktır. Kullanıcıların da bu bilinmeyen metaverse evreniyle ilişkili çekincelerinin başında haklarının korunması gelmektedir. Dijitalleşmede yeni bir sayfa açan bu evren ötesi tecrübeyi yakalayabilmek için hukukun da zamanın ruhunu yakalaması gerekir.
Bu evrende, şimdilik bir hukuki denetim mekanizması olmadığı açıktır. Ancak kullanıcı sayısının gün geçtikçe artmasıyla bir hukuk sistematiğinin gerekliliği de artmaktadır. Örneğin satılan bir arazinin birden fazla kişiye karşı satılması durumunda, nasıl çözümleneceği şimdilik bir soru işaretidir. Hukuki sorumluluk noktasında kime başvurulacağı konusunda bir belirsizlik vardır. Metaverse evrenine özel yeni bir hukuk sisteminin yaratılması gerekir.
Ülke sınırlarını aşan bir boyuta sahip olduğu için, belli bir ülkenin hukuk sistemini benimsemektense bu evren ötesi koşullara özel yeni bir hukuk sisteminin yapılması daha doğru olacaktır. Şu anda mevcut olan hiçbir hukuk sisteminin, bu tecrübe edilmemiş sanal ortamdaki problemler için yeterli olmayacağı görüşündeyiz. Bu evrendeki suç teşkil eden hareketlerin neler olacağı, yaptırımlarının nasıl olacağı belirlenmeli, bir denetim mekanizması getirilmelidir. Bu denetim mekanizmasının geliştirilmesi aşamasında yalnızca yatırımcılara söz hakkı vermek yerine, hukuk sistemi kurulurken devletlerin de belirleyeceği hukuki kapsamda bilgisi olan kişilerin bu sistemin kuruluşunda söz hakkı olması sistemin daha sağlıklı kurulmasını sağlayacaktır.
Örneğin, miras hukuku açısından düşünürsek, ölen kişinin metaverse evrenindeki malvarlığının varislerine kalıp kalmayacağı da düzenlenmelidir. Burada dijital varlıkların merhumun terekesinin bir parçası olup olmadığı sorunu ortaya çıkar. Günümüzde dijital varlıkların yadsınamaz ve göz ardı edilemez bir boyuta geldiği açıktır. Türk Hukuku uygulamasından değerlendirirsek, son zamanlarda dijital varlıkların önemi arttıkça sağlar arası konularda hukuki soru ve sorunların da bu çerçevede şekillenmeye başladığını görebiliriz. Hukukumuzda açıkça tanımlanmamış olan “dijital miras”, bazı dijital varlıkların diğer mülk türleriyle benzerlik taşıdıkları ve malvarlığı açısından da yüksek değere sahip olabilecekleri gibi devredilebilecek değerlere haiz olmalarından ötürü Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 13/11/2020 tarihli kararı [1] ile mirasçılara dijital mirasa konu olan dijital varlıkların bırakılabileceğinin önünü açmıştır.
İlgili kararda dijital miras kavramı kesin olarak tanımlanmamakla beraber, artık dijital ortamda kişisel kullanımı aşıp ticari değeri olan dijital malları kapsadığı şeklinde yorumlanmıştır.
“Dijital malvarlığı kavramı, videolar, fotoğraflar, e-postalar, kişisel sosyal medya hesapları gibi elektronik olarak depolanan ve yalnızca dijital formda bulunan diğer varlıklar anlamına gelmektedir. Ancak dijital dünyanın sürekli değişmesine bağlı olarak dijital malvarlığının nelerden oluştuğu net olarak belirlenememektedir.”[2]
Türk hukukundaki bu gelişmeyi göz önüne aldığımız zaman, metaverse evrenindeki malvarlıklarının da kişisel kullanımı aşıp ticari olarak değer sahibi olmalarından ötürü miras bırakılabileceği öngörülmektedir. Kişilerin malvarlığında sanal ve somut ayrımına gidilerek somut olanların miras bırakılabileceği ama sanal olanların kişinin ölümüyle beraber yok olacağı şeklinde bir veraset düzenlemesi isabetli olmayacaktır. Kişinin terekesi sanal ve somut malvarlığıyla beraber bütün olarak varislerine geçmelidir.
METAVERSE İLE AKILLI SÖZLEŞMELERİN İLİŞKİSİ
Blockchain teknolojisinin bir getirisi olarak, yapılan sözleşmelerin hiçbir insan müdahalesi olmadan tamamıyla sanal ortamda otomatik olarak gerçekleşmesiyle akıllı sözleşmeler doğmuştur. Akıllı sözleşmeler bu sanal veri tabanında, karmaşık bir yazılımın sonucudur. Tarafları olmadan kendi kendine ilerleyen, bilgisayarla işletilen bir sözleşmedir. Bu sanal devrimin bir sonucu olarak, sanal sistemlerin akıllı sözleşmeleri kullanımı revaçtadır. İki veya daha fazla taraf arasında aracıları ortadan kaldıran ve bu sözleşme sürecinin daha hızlı ve az maliyetli aksiyon almasını sağlayan bir işlevi vardır.[3] Herhangi bir dijital varlığın takasını kolaylaştırmak için tercih edilen bir yöntemdir. Bu sebeple Blockcahin ve ona benzer tüm sanal alışverişlerde tercih edilir. Metaverse evreninde de yapılan alışverişlerde bu akıllı sözleşmelerin kullanılıyor olması, zamandan ve maliyetten kazanmayı sağlar.
Akıllı sözleşmelerin normal sözleşmelerden farklı olarak tarafların istediklerinde sözleşmeden çekilme haklarının bulunmadığı yönüyle geleneksel sözleşmelerden ayrılmaktadır. Sözleşme kapsamındaki işlemlerde her adım bilgisayar tarafından yönetilmektedir. Değiştirilemez ve özerk nitelikleri sayesinde sanal evrenler için kullanım kolaylığı sağlamaktadır. Ancak sistem üzerinde gerçekleşen işlemlerin doğrulanmasında gecikme yaşanabilir ve yapay zekadaki bir hatadan dolayı hatalı uygulamalara sebebiyet verebilir. Ayrıca standart sözleşmelerden farklı olarak akıllı sözleşmelerin değiştirilemeyen katı yapısı dolayısıyla sözleşmede yapılmak istenen değişikliklerin önceden belirlenmesi gerektiği, sözleşme yapıldıktan sonra değişen şartlardan dolayı sözleşmede bir değişiklik yapılamayacağı da sözleşme tarafları açısından mağduriyet yaratabilmektedir. Bu sanal evren ile ilgili geçerli bir denetim mekanizması yaşanabilecek tüm problemlere bir çözüm getirecektir.
SONUÇ
Metaverse evreninde hukuk düzenine ihtiyaç her alanda kendini belli etmektedir. Günümüzün değişen tüm şartlarını ve bu sanal devrimi göz önüne alarak, hukukun zamanın ruhunu yakalamakta geç kalmaması önemlidir. Yaşanan dijital yükseliş devri, beraberinde diğer disiplinlerin de ona ayak uydurması ihtiyacını doğurur. Geç kalınan bir hukuki disiplin, metaverse evreninde oluşmaya başlayan sanal toplumda mağduriyet yaratabilir. Bu evren ötesi düzenlemenin kendine has bir hukuk düzenine olan ihtiyacı tartışmasız bir gerçektir.
KAYNAKÇA
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 13/11/2020 tarihli (Karar No: 2020/1149- 2020/905 ( https://okyayevren.com/wp-content/uploads/Antalya-BAM-6.-HD.-E.-20201149-K.-2020905-T.-13.11.2020.pdf )
[1] Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 13/11/2020 tarihli (Karar No: 2020/1149- 2020/905) kararı ile mirasçılar [2] Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin 13/11/2020 tarihli (Karar No: 2020/1149- 2020/905) kararı ile mirasçılar [3]https://bctr.org/dokumanlar/Akilli_Sozlesme_Raporu.pdf
Av. Asil ÖZKAN & Stj. Av. İrem POLAT
Comments